Tanrı'nın Var Olduğunun Kanıtları (Teizm Felsefesi)

yine uydurma bi felsefi inanış :D babacım bilimsel yollarla açıklamayamadığınız sürece tanrının olduğuna inanana ben ..... derim :D

Bence evreni insanları tanrı yarattı dini ise insanlar çıkardı düzeni sağlamak için ama menfaatleri için abartmışlar.

Fakirler ve cahiller sübhanallah çekmeye devam etsinler

tanriyi kanitlayan tum kanitlar ayni zamanda tanrinin yoklugunu da kanitlar egerki bu evren en basindan beri olmasaydi veya kendi kendine olusmus olamaz illa birisi yaratmissa, bu tanri icinde gecerli o zaman tanri da kendi kendine olusamaz

Tanrıların veya iradelerin olması mümkün değil .bunu inanıyorum diyen insanlarda hayat boyu anlayıp görüyorlar seziyorlar ancak kendilerine dahi itiraf edemiyorlar çünkü hep bir umut var ahiret umudu sonsuz yaşamak cezbedici .ikincisi benlik ve ego insan kendini tanrı suretinde görüyor ne yani ben ölücem ve şimdi toprak çamur olacağım yok olacağım öylemi diyor . Üçüncüsü ise korku insan koca evrende sahipsiz amaçsız yaşamış olmayı zeki bir hayvan türü olmayı kabullenemiyor ve istiyorki bu dünyada istediği şeyleri yapamadı sonsuz hayata geçecek ve tanrılar onu ödüllendirecekler sanıyor veya kötü insanların azap çekeceğini düşünüp kendilerini avutuyorlar . Bana göre en baskın grup avunanlar dünyada tüm dinlerde 2000 küsür dinde herkesin ortak amacı birşeylerin altına sığınmak korkusu paniği ve şuda var çoğu insan bir dine inandığını bahseder ancak çoğu garanti olsun diye bahsederler yani onlarda içten inanmazlar bişeyler yok derler ama toplumdan soyutlanmamak için veyahut eğer olası bir ihtimalle ahiret gibi hesap gibi şeyler varsa inkar etmişlerden olmayayım diye bir nevi şark kurnazlığı psikolojisi içinde sürdürürler hayatlarını . İşte ben bunlara inançlı ateistler diyorum . Eskiden bende bu gruptandım artık olgunlaştım korkularımıda yendim egomuda bilim sayesinde çöpe attım evet ben zeki türemiş evrimleşmiş bir canlıyım ötesi yok .ruh taşımıyorum hayvanlar bitkiler gibi yiyor içiyor ömür yaşıyorum zamanım gelincede ölüyorum kapanış .devamı yok . Ben bu gerçeği kendime itiraf edebildim sindirebildim çünkü sıfır ihtimal vermiyor evrenin doğanın sistemi bahsedilen tanrılara olanak tanımıyor işleyişe bakıyorum ilahi şeylerle alakası yok evrenler bile tek değil ve karanlık maddeler vs daha hiçbişey bilmiyoruz . Fazla uzun oldu ama bilimsel şekilde yok diyorum başkası gibi ters tarafta olmak için reddediyorum demiyorum ben diyorumki tanrılar yok öyle şeyler hiç olmadı bunlar insan zihinlerinin oyunlarıydı diyorum .doğal olarakta olmayan bişeyi reddettim dersem saçma olur o yüzden aslında ateistte değilim çünkü ateist demek reddedenler oluyor ben olmadığını biliyorum zaten olmayan şeylerin reddi veya kabulü olmazki bu akla mantığa aykırı olur.

Teşekkürler.

Bir madde yoktan var olamayacağına göre,var olan bir maddede yok olamıyacağına göre,var olan nasıl var oldu.

abi seni açıp uyuyorum kötü anlamda anlama iyi anlamda da anlama

Emeğine sağlık ❤

Konu ile ilgili degil. Bir soru ? Insanlarin ,dunya'ya gel.eden once Allah/Tanri ile bir anlasma yaptigini '( ya da uygun tanim bulamadim .sozlesme gibi ) yapildigini,hatta ailemizi bile bilerek secerek geldiğimizi okumustum bir yayinda.

Tanrı çok güçlü evreni yaratmış. dinin yayılması için peygambere mi ihtiyaç duyuyor

süperrsiiiinnnnn

saygıyı hak ediyorsun

Teşekkürler Diamond kardeş. Güzel ve çok bilgili video olmuş.

Bundan 2000 yıl sonra deizmin bütün dinlerin yerini alacağını düşünüyorum. Bilim dinlerin etkisini zaman geçtikçe kırıyor. Ama insanların içinde de inanç duygusu doğuştan geliyor. Bunlar ister istemez deizme yöneltecek insanları.

Daha videonun başındayım düşüncelerimin ne inanç adı olduğunu bilmiyorum fakat deiste yakın olduğumu öğrendim sayenizde tişkürler

her şey ne kadar muhteşem; demek ki ya tanrı var, ya da kafam güzel

Yıllardır seni izler takip ederim ilk kez kanalına yorum atıyorum her zaman bu konuları derinlemesine düşünmüşümdür sayende pek çok aydınlanma ve pek çok soruma yanıt buldum başarılarının devamını dilerim diamond seviliyorsun 👏🏻👏🏻

Bizler öncelikle insan olmak durumundayız. Toplum olarak kurallar ile huzurlu ve bariscil olarak yaşıyoruz. He gelelim mümin olabilme işine. Mümin insanın da hiçbir iyiliği Allahtan birşey almaya yetmez. Kar-zarar iliskisi içerisinde iyilik-kötülük yapma kafasında olan da zaten mümin olamaz ki. Sevgimizde, saygimizda, işimizde,aşımızda,mutluluğumuzda, hüznumuzde SAMİMİ olmalıyız. Kalp güzel olduğu müddetçe mantık ve sözler de güzel olur. Kalbiniz sevgi ile çarpması, Nefesiniz adalet gibi dengeli, Zihninizin vicdanınızla dost olması dileğiyle Canlar. Kalpleriniz rahat olsun Allah herseyi hakkıyla işiten ve bilendir.

Tanrı ölmüş

Tanrı var tşkrlr 🙏👍🌈

Diamond Tema merhaba kaç yaşındasın şu an sahip olduğun bilgileri ne zaman edindin hemen hemen tüm videolarını izliyorum seninle aynı fikirdeyim E Kpt Plt

👏👏👏

👏👏

Emeğine sağlık!!

Adam

"Evrenin öncesinde ne vardı?" sorusu yanlış bir soru aslında. "Öncesi" dediğimiz kavram zaman olgusuna ait bir kavram. Zaman ise evrenin kendisi ile var olan, evrene ait bir olgu. Hali ile "evrenden öncesi" diye bir şey söz konusu olamaz. Aynı şey mekan içinde geçerli. "Evrenin dışında ne var?" sorusu aynı şekilde anlamsız bir sorudur. Mekan (uzay) evrenin dokusuna ait bir olgudur. Bu nedenle evrenin dışı veya öncesi gibi şeylerden bahsedemeyiz. Bu sorular bizim gözlem ve deneyimlerimizin sonucu. Sürekli olarak zamanı ve mekanı deneyimleyen canlılar olarak, zamansız ve mekansız bir şey hayal edemiyoruz.

Ya tanri varmi yokmu yeyer artık

Herşeyi güzel kusur insan kitapı gelmezmi hiç

evrende sorun yok dunyada yok allha ugraşmaz ama şu insanlar zulumler ey yavrum

☝️☝️

Alllhaaa yasaklarini dinleseydik dünyada gotuluk olurmuydu bide şuna dayanalim dogru yanlis hadi

Bilimsel verilere dayanan bilgileri bizim için derleyip paylaştığınız için çok teşekkürler🙏🙏🙏🫶🫶🌷

Öncelikle bu videoyu çektiğiniz için çok teşekkür ederim, din ve felsefelerin isimleri ve içerikleri ile ilgili çok bilgili değilim, tabi biraz okumuşluğum var. Çok beğendiğim kısımlar var, onlardan da bahsedeceğim hemen.

"İlk neden yoksa, ara neden yok, ama hayat var, o zaman neden var" çok güzel bir düşünme tarzı. "Fıtrat delili" ve "ontolojik ispat" terimlerini de öğrendiğime çok sevindim.

Öncelikle "evren mükemmeldir ustası vardır ve evren mükemmel olduğu için usta onunla ilgilenmez" gibi söylemler çok gündelik ve insansı bir anlayıştan geliyor, Allah ister evrenle ilgilenir ister ilgilenmez. Aynı şekilde "Allah bizi yarattı, bize amaç vermek zorunda" mantığı da yine çok saçma kimse bir şeye bu kadar delicesine bağlı olmamalı, yoksa bağımlı olur ve köleşir. Tabiki bu şekilde düşünerek anlamaya çalışmak gayet doğal, ancak inanç bu hayal ve düşünce ürünü şeylerin ötesinde olmalı. "Her şeyin bir ölçüsü var", "her şeyin fazlası zarar" en sevdiğim sözler. İnsan aciz bir varlık evet, ama Allah ona amaç vermedi, kitap anlamında söylüyorum, yoksa "ol" anlamında Allah bizden amacı eksik etse, eksik olur, diye amaçsız olacak kadar aciz bir varlık değil, ancak oluyorsa bu o kişinin kendi noksanlığındandır bence. Sonuçta Allah'a inanç bile uyuşturucu bağımlılığı ile eş değerde olabilir, yanlış iman etmek sonucunda ki...

En baştaki konuşmadan "neden insanlar bu kadar inandırmaya çalışıyor ki" diye not almıştım, ancak daha sonrasında "insanın neden arayışı" hakkında konuşulunca tam olarak olmasa da cevabını almış oldum, ancak "kısmen"nin dışında kalan sebep is aslında sevmek ile alakalı ki bence bu da çok hastalıklı yerlere gidebilecek bir düşünce, karşındakine saygıdan yoksun ise kişi. Ben sevdiklerimle cennette olmak istiyorum ve bazen sevdiğim birine uzun uzun neden inançlı olması gerektiğini anlatırken buluyorum kendimi, bir de bazen eğer büyü gibi bir şeyin olduğuna inanıyor ve Kur'an'daki bir şeylerin kişinin hayat kalitesini arttıracağına inanıyorsam. Tabi bir de birini dine alınca sevap kazanılıyor konusu da var, aynı şekilde cihad da var tabi. Ancak onun dışında inanın Allah'ı kanıtlama çabasının güçsüzlük olması, O'nun arayışında olmaktan olması çok mantıklı. Bu konu ile ilgili hep merak ettiğim bir şey var, "acaba din ile iyi biri olmak, etik veya ahlaklı olmak arasında bağlantı var mı?" bu çok uç bir iddia ve aslında tam olarak doğru tanımlanmış, tasarlanmış bir soru da değil ve cevaplar için de baya iyi bir test düzeneği hazırlanmalı. Konuyu merak edenler olursa şu şekilde Google'da araştırdığım bir iki şeyi bırakıyorum, güzel bir başlangıç olur: "is there a difference between being religious and spiritual", "what is the relationship between ethics and religious faith", "what is the relationship between being religiou and being moral", "how does religion affect moral development", "how does religion provides moral values", "how does religion influence moral behaviour", "ethics questions", "morality test". Dinler belki iyi bir zemin oluşturdu, olmasalardı ne olurdu bilemeyiz, ama bizim en çok bildiğimiz dinler çok fazla kan dökülmesine sebep olmuş. Demek istediğim insan olmak için yol belli iyilik yapıldığında teşekkür etmek, hata yaptığınızda özür dileyebilmek ve mümkünse telafi etmek, onun dışında kimseye zarar vermeden gülüp, eğlenip, işinde gücünde olmak.

Bu konu aslında daha sonra geliyor normalde, ama az önce yazdığımın üzerine bunu konuşmak daha uygun geldi, adalet konusu. Adaletin bence Allah ile bir alakası yok. Adalet iç güdüsel bir şey bence ve bu da zamanla evrimleşmiş. Başta belki çok basit bir adalet vardı, "lan benim karımla yatmışsın, geber it" gibi bir mantıkla öldürmenin sonucunda, ağabeyinin öldüğünü oğrenen küçük kardeşin o adamı öldürmesi gibi bir durum ki spiritüalizmde bu "karma" oluyor. Daha sonra toplum ahlakı bunun gibi durumlardan doğmuş olabilir. Sevdiklerinin ölümü ile yüzleşmemek sonucunda sonraki dünya inancı çıkmış olabilir ve adaleti bu dünyada sağlama gücü olmadığı için öteki dünyada o kişi bulma sözü vermiştir biri ve bunun sonucunda da öteki dünya ile ilgili adalet kuralları oluşmuştur. İnsanların bir kısmı deneyimledikleri kadarını düşünüp, bilip, aktarırken diğerleri olmamış olaylara merak salmıştır ve var olan deneyim ve kurallardan yeni şeyler üretmiştir ve buna din denmiş olabilir. Ancak! Bunun nasıl olmuş olabileceğini anlatmış olmak bunun Allah'tan gelmediği anlamına gelmez. Fikrimce her din Allah'ın dinidir ve içinde gerçeğe dair işe yarar, faydalı bir öz barındırıyorsa o özü dikkate almak gerekir. Ben son din İslam, son kitap Kur'an ve son peygamber Hz. Muhammed olduğu için Müslümanım ve Müslüman doğmamış olsam ve araştırıp, bildiklerimi biliyor olsaydım Müslüman olur muydum, bilmiyorum, ama sanki ya herkes Müslüman olmalı ya da yeni bir din çıkmalı gibi geliyor, çünkü ya yanlışlar düzeltilmeli ya da bir eksik var o tamamlanmalı gibi ve yanlış konuşmamak adına susuyorum.

Dinlerin oluşumunda ve aynı zamanda felsefenin de tabi önemli rol oynayan bir etken bilgiye erişim hızı ve içeriğin kapsamlılığı ve doğruluğu. Tabi nasıl aktarıldığı da önemli, çünkü kötü bir anlatımdan kimse bir şey anlayamaz. Düşününcenin oluşumu, hayal gücü, deneyim ve araştırmanın bir bütünü ki eskiden şimdiki kadar çok okuma seçeneği olmadığı için düşündüklerin sonucunda sana yakın gelen bir şey okuyup, o yönde evrilmeyi seçme olanağı yok, yani kendini eğitmek için daha az seçenek var. Bir sürü insan aynı ya da benzer şeyleri farklı yerlerde aynı zamanda söylemiş. Aynı yerde farklı zamanlarda söylenen sözler birbirinden öğrenmiş oluyor ve yeri düşüncelere sebep oluyor. Aynı anlamı taşıyan farklı sözler duymak veya okumak da çok önemlidir, başka bir pencereden bakmayı sağlar ve daha iyi anlamayı sağlar. Bence bu durum Allah'ın varlığını kanıtlar. Matematik insan ürünü bir şey değildir, evet farklı uygarlıklar farklı sistemler kullanmışlar, ama günümüzdeki matematik sisteminin uluslararası onay görmesi rasgele değildir. Hadi matematik bir kenara alın oran, ama hadi bu da doğal değil, değil mi?! İnsan icadı olan motorlar, evet arabadaki motorlar, ile bakterilerin hareket etmesini sağlayan sistemin aynı olduğu bulundu yakın zamanda. Yani tasarımlar evrensel olabilir. Bence bu farklı yerlerde doğayı gözlemleyerek insanların ürettikleri şeylerin benzer olması Allah'ın da dinlerin de kanıtıdır.

Allah'ın hareket etmesine zaten gerek yok, çünkü evrenden zaman kavramını alırsan mekan diye bir şey kalmaz. O yüzden büyük ihtimalle evren ne kadar büyük olursa olsun dışarıdan nokta kadar falandır herhalde.

Mucize beğenmemeye dibine kadar katılıyorum ki bununla ilgili ayet de var, biz onlar için ... da yapsak inanmazlar diye. Her saniyemiz bir hediye ve bunu böyle klasik "bir saniye sonra ne olacağını bilmiyoruz" muhabbetine bağlayacağım belki, ama klasik "yutkunamadığını düşün", "ayağın kaydı düştün" gibi şeylerle değil. CERN diye bir araştırma enstitüsü var, orada elektronları birbirilerine çarpıştırıp, gözlem yapıyorlar. Birkaç sene önce, karanlık madde vs. de kapsayan bir parçacık buluyorlar, Higgs Boson (God Particle) adlı ve, birazdan ulti atacağım :), bu yarı aktif bir parçacık. Her yeri ve her şeyi kapsıyor ve bu parçacık tam aktif veya pasif olsaydı evren yok olurdu. Yani her saniyemiz mucize arkadaşlar. Şimdi alkışları alabilirim :D.

Bu "Pascal'ın Kumarı" bence dünyevi konularda doğru olabilir, ama "Ya Allah varsa" diye korkudan inanmayı yanlış buluyorum, çıkarcılık bir çeşit alçaklıktır ve dolayısıyla bir noktada günah sayılmaz mı? Allah zaten herkesin içindekini biliyor, o zaman senin de aslında inanmadığını bilir, çünkü bu aslında bir inanmak da sayılmaz. İnanmak daha farklı bir şey ya... bence bir noktada inanmayı isterse sayılabilir, çünkü o zaman Allah'a inanmadığını kabul etmiş gibi olur. Güzel bir analoji buldum bir kişinin psikolojik sorunları vardır, ama kişi bunu kabul etmez. Dünya çapında ünlü bir psikoloğa götürürler bu kişiyi ve psikolog bir iki bir şey denedikten sonra iyileşmek isteyip, istemediğini sorar ve kişi hayır der. Sonra aradan zaman geçer ve ister, ama psikolog ona haber vereceğini söyler. Aradan zaman geçer psikolog kişiyi arar ve çalışırlar. Kişi sadece iradeli ve istikrarlı olursa iyileşebilir, ama sonunda iyileşir. Bağımlılık çalışmaları da buna benzer bence. Burada hastalık olan inançsızlık değil, bu inancın nasıl olduğu, toksik bir ilişki gibi. Allah'ın zaten kişinin O'na olan inancına ihtiyacı yoktur, bence inançsız, ama gerçekten hak eden birinin daha çok şansı vardır, ama takdir Allah'ın tabiki.

Zengin köpekler dinleri bile malzeme yaptilar kendileri her boku yiyor (jeffrey eppstein olayi cok önemli gercek yüzlerini burada gördük bu vampirlerin )

Ben tengri'ye inaniyorum kesinlikle gerisi yalan nasil olurda bir kitap kadinlara zulüm yapin derki (yakma,taslama,vesaire )

Ben 47 yaşındayım çok muallakta kaldığım zamanlar oldu her zaman Allahın var olduğuna dair kanıtlar aradım durdum.Konuştum,yalvardım, Allahım duy sesimi dedim yıllarca denedim ses veren olmadı.Aslında ses vermez size görünmez.Bizlere tv ekranından yanında vapurda oturmuş telefonda konuşan teyzeyle,okuduğunuz bir gazetedeki haberle iletişime geçer. Hiç seslenen görünen bir yaratıcı olur mu? Ben olmaz.Çünkü görünseydi inanmamak diye birşey olmazdı. Kainatı yaratmış bir yaratıcı yarattığı herşeye bir şekilde ulaşır ve onunla konuşur ama bunu hisseder ,işaretleri takip ederse her türlü onunla konuşmaya başlar hatta ben işaretler belirmeye başladığında çok gülmüştüm kafamda kendimle alakalı bir sıkıntı vardı tv de gezerken o sıkıntımla alakalı işaret geldi ve cevabını almıştım. DİN,FELSEFE ben bunların hiç birinle barışamadım bence en güzel cevaplar kendi içinizde.

BIRISININ HAYATINI KASITLI OLARAK BILEREK ALDINMI?

COCUK YASTAN SONRA HIRSIZLIK YAPTINMI?

BIRISINE TECAVUZ ETTINMI?

etmedin o zaman senin hic bir seyden korkmaya gerek yok zaten,

Ibadet etmenede gerek yok zaten

Ibadet edenler menfaatcidir tanridan allahtan vs menfaat bekleyenlerdir

Masonlar neye inanıyor bununla ilgili açıklama yaparmısınız 😊❤

Japonların bir dini yok yani inanmayan çok fakat insanların o kadar çok görgü kuralı var ki bir insanın bir inancı var düşünelim o bir kaçış aleti ben hırsızlık yaptım tanrının dediğini yapar affedilirim gibi düşüncelere sahip oluyorlar

Peki bu zamanlardaki sakin,samimi hallerine dönmen için neye kime dua edicemi bilmemem 😄😄

Tanrı; ezeli yada ebedi diyorsunuz. Zamanı ve mekanı yaratan tanrı, kendi yarattığı mekan ve zamandan bağımsızdır. Bu nedenle Tanrı ebedi yada ölümsüz gibi tanımlamalar bana göre doğru ama çok eksiktir. Kaldı ki, biz sadece iki çeşit boyutu algılayabiliyoruz. Birisi büyüklük ( mekan ) diğeri de zaman boyutudur. Belki de daha nice çeşit boyutlar var ve biz bunları ne algılayabiliyor nede anlayabiliyoruz. Büyüklük boyutunu da x y z olmak üzere üç temel koordinat bileşeni ile ( adresliyoruz ) tanımlıyoruz. Ama uzaya baktığımızda, gök adanın şeklindeki anomaliler bile bize büyüklük boyutunda temel aldığımız koordinat bileşeni sayısının üç, yada temel etkileşim sayısının dört ile sınırlı olmadığını söylüyor. Tanrı'yı anlamak için; insanlık daha çok fırın ekmek yemeli.

Artık insan geçmiş
senelerin insanı değil ve Allah beklentilere cevap
vermiyor gibi.
Bana göre Allah
biz kullarına en
değerli her gün
Yeni buluslara
gebe olan akıl
vermiş.
Artık iyiyi, kötüyü çirkini güzeli namuslu ve dürüst
olmayı vs, vs.yi
kendin yasamalisin.

İnsan var olduğundan beri
Hep kendinden güçlü bir neden
olduğuna inanmıştır.ornegin, ateşe tapmis ama su ateşi sondurmus.Baska arayışlara başlamış.Aklimiza gelmeyen canlı cansız birçok nedene inanmış.
İnandığı ne varsa bir sekilde bir başka güç tarafından yok edilmiş.depremler yıkmış.sel önüne geldiyse alıp götürmüş.
Yanardağlar yakmış yıkmış.
Sonunda görünmez ve erisilmeyen herzaman heryerde hazır ve nazır.
Beklentilerle birlikte korkulanda
olmuş.korkmalari
Yarı yarıya fayda
sağlarken.savaslarda milyonlarca insanın ölmesiyle
anlamını yitirmiş.
İnsanlar tuhaf.
İşine geldiginde
korkmuş,korkut
Muş.
Yani, tanrı vardır.
Yoktur manasında.

İşte amaçta bu değilmi sorgulamak sorgulanmak bir bütün olarak düşünmek ve bir bütün olmak (evren )

Bugün hemen her din şu ya da bu şekilde suistimal edilebiliyor, ancak inanan insanlar inançlarını bu düsturlar üzerine inşaa etseler suistimal edilmezler.